Güven Duygusu

YAŞAMIN PRATİK GÜCÜ
By -
0
    Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde güven duygusunun ne olduğuna ve neden insanlar için en önemli şeylerden birisi olduğuna değineceğim, keyifli okumalar diliyorum.

    Güven dünyadaki en zor şeylerden birisidir. Güven ve buna bağlı problemler insan doğasının en çıkmaz sokaklarıdır. Güvenmenin bu kadar zor olmasının sebebi insan genlerinin bencil olması ve insanın toplumsal yaşamak zorunda olmasıdır. İnsan tek başına hayatta kalamayacak bir varlıktır ve toplumdan  bağımsız bir  insan düşünülemez. Bu yüzden insan toplumsal bir varlıktır.

    Güven ise insan toplumunda ki büyük işbirliği açısından önemlidir. Ahlakın kökeninin bir parçası da güven duygusunu bireye aşılamaktır ve toplumsal düzenliliği sağlamaktır.



Herkesin birbirine güvenmesi gerektiğini simgeleyen bir fotoğraf.


    Genetik olarak bağınızın olmadığı birisine güvenmek riskli bir iştir. Sizi aldatırsa ve kandırırsa enerji ve zamanınız çöp olur. Doğada ilkel zamanlarda bu en istenmeyecek şeydir.
İnsanlar güvenmek için ortak bir teminat isterler. Bu ise ortak bir inancı gerektirir. İnsanlar ortak mitlere inandıklarıyla daha iyi işbirliğiyle çalışır ve daha iyi sosyal ilişkiler geliştirir. Bu mitler dinler, milliyet, ortak grup olmuştur ve bunlar korunmuş desteklenmiştir. Türk Türkün en büyük dostudur veya Müslüman Müslümanın kardeşidir söylemleri toplumsal işbirliğini ve güveni arttıran şeylerdir. Bu sayede iş birliği artmış ve medeni sistemler ortaya çıkmıştır. Güvenin olmadığı yerde insanlar kendilerini rahatsız hisseder. Ticaret ve üretim zayıflar. Çatışmalar ve savaşlar artar. Bu yüzden güven tüm insanların yararınadır. Avcı toplayıcı hayattan beri insanlar bu güveni istismar eden sahtekarları tespit edip gruptan atmıştırlar. Bunu da dedikodu sayesinde başarmışlardır. Dedikodu genel olarak olumsuz bir şey olsa da kimin ne yaptığını gizlice kontrol eden ve gündeme getiren bir sosyal mekanizmadır. Bazı durumlarda çatışmalara ve sıkıntılara yol açsa da grup uyumuna aykırı davrananları tespit etmekte önemli bir sosyal işlevi vardır.

    Modern hayatta insanın insana duyduğu ihtiyaç zirve yapmıştır. Eski zamanlarda insanlar çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını ve işlerini kendileri yapıyordu. Şimdi ise sürekli bir iş birliği halindeyiz. Fırıncıya güvenip ekmek alıyoruz, restorana güvenip yemek yiyoruz, ayakkabıcıya güvenip ayakkabı alıyoruz. Markalara güveniyoruz, siyasi partilerin hepsine güveniyoruz. Fırıncının ekmeği pis yapmadığına ve yediğiniz yemeğin içine yabancı madde atılmadığına dair bir güvenimiz var. Eğer böyle olmasaydı asla başkasının yemeğini yemezdik. Bu tür güvenleri ihlal edenleri de cezalandırıyoruz veya en kötü iş yapamayıp batmak zorunda kalıyor.

    Diğer insanların söylediklerine güvenme ihtiyacı duyarız. Bunu da karşımızda ki insanın karakterini tanıyarak yaparız. Eğer o insan başkalarını dolandıran birisiyse bizde ona güvenmeyiz çünkü bize de yapabilir. O yüzden çoğu zaman insanların söyledikleri ve eylemleri çelişir. Söylediklerini yapmazlar. Bir çeşit manipülasyon taktiği kullanır diğerinin algılarını şaşırtırlar. Mesela sürekli dinden bahsedip insanları dolandıran birisi veya zengin bir dilencinin olması gibidir. Söylemle eylem çelişebilir ve burada her zaman eylem referans alınmalıdır.




    Kadın-erkek ilişkilerinde güven aşırı önemlidir. Erkek kadından, başkasıyla seks yapmamasını, sadık olmasını ister. Başkasının çocuğunu kendine kakalanmasını istemez. Bu açıdan çocuğun kendinden olduğuna  güvenmek ister. Güvenmezse kaynaklarını ve zamanını çocuk için harcamaz. Kadından ilerde de başkasıyla seks yapmama sözü ve güvenini bekler. Kadının yanında değilken başka erkekle seks yapmamasını bekler. Halk tabiriyle evden gidince mahalle esnafının eve dolmasını düşünmek bile istemez. Davranışları inceleyerek de bu güveni test eder.

    Kadın da erkekten kendisini seksten sonra bırakmamasını ve çocuk bakmakta yardım etmesini ister. Korumasını ve kaynak sağlamasını bekler. Yaşlanınca veya hamile kalınca terk etmeme garantisini bekler. Kadında erkeğe hemen güvenemez erkekte kadına. Güven hep zamanla tanıdıkça inşa edilen özel bir duygudur. Bu açıdan güven zor inşa edilir kolayca yıkılır. Kadın erkek ilişkilerinde karşılıklı olarak en çok istismar edilen bir duygudur.

    Güveni insanlar gizlice manipüle de ederler. Mesela kadınlar başka erkekten hamile kalıp bunu başka erkeğe baktırır. Erkek metres edinir veya başka ailesi vardır. Lokantacı yemeği temiz yapmaz, başkası bozuk malzeme satar. Bir diğeri başkasını dolandırır parasını çalar. Başkası sahte emlak satar. O yüzden modern toplumda sahtekarlık en büyük suçtur. Grup üyelerini dolandırmak affedilemez suçtur ve genel olarak birisini öldürmekten bile  kötü kabul edilir.

    Hayatımız hep güveni test etmekle ve bunu tecrübe etmekle geçer. İnsan doğası gereği çıkarcı olduğu için her zaman ahlaklı davranmaz. Ahlaklı davranması gerektiği durumları bile çıkarı için kullanabilir. Devlet bunun için vardır ama devleti de insan yönettiği için lider de kendi çıkarı için devleti kullanır. İnsan doğası bu açıdan tam güvenilir ahlaklı değildir ve böyle mükemmel bir ahlaki idealizmde beklenemez. Sadece daha iyi veya kötü olabiliyor. Bu açıdan toplumların ahlaki seviyeyi arttırması için çabalaması gerekmektedir.


    Sistemde ki güven sarsılırsa insanlar güvensiz hissederse toplumsal bölünme başlar. Hukuka güven, devlete ve orduya güven azalırsa işler kötüye gider. İnsan hep güvende olmak ve rahat yaşamak ister. Bu istek ile insanların çıkarı çatıştığı için güven arama ve sahtekarlık hep el ele gider. Sistem sahtekarlığı önlemeye çalışırken sahtekarlar ise daha iyi taktikler geliştirir. Toplumsal güveni en çok maddi kaynakların paylaşımı sarsar. O yüzden hırsızlık ve el koyma en nefret edilen şeylerdir. Sistem de lidere, askere, polise, belediyeye hep güveniriz. Bizim iyiliğimizi ve refahımızı düşündüklerini düşünürüz. Eğer bu güven sarsılırsa devlet ve vatandaş arasında çatışma çıkar. Polise güveniriz ama polis toplumun güvenini sarsarsa insanlar güvenliği kendileri sağlamaya başlar. Aynı şey hukuk içinde geçerli. Adalet sağlanmayınca insanlar bunu yaparlar. Devletle birey arasında ki sözleşme güven üzerine kuruludur.

    Gelelim güven duyulması gereken insan özelliklerine. İlk önce kimse %100 güvenilir değildir ama bazı insanlar sözünün eri ve ahlaki olarak iyidirler. Çıkarlarıyla çatışsa da bunlardan ödün vermezler. Bu açıdan gözü gönlü tok, yardımsever, eğitimli, idealist, dünyevi kaygıları az, sanatla, edebiyatla, bilimle, felsefeyle ilgilenen insanlar daha güvenilirdir. Güvenilmez olanlar ise; riyakar, kolay adam satan, gözü dışarıda, maddi şeylere aç, kadına çok aç erkek ve erkeğe çok aç kadın, lüks takıntısı olan fakir, gösteriş budalası kızlar diye gider liste çok uzundur.

Güven duygusu önemlidir ve bu farkındalığı kazanan insanlar ilkel maddi kaynak kavgası vermenin aptallığını anlarlar. Bu insan farkındalığının artması her şeyi daha iyi yapar ve insanın hayvani doğasının aptallığı bastırılır. Karşınızda ki insana güven vermek önemli ve daha önemlisi bu isteğin karşılıklı olmasıdır.

Eğer yanlış patrona, kadına ,arkadaşa, akrabaya güvenirseniz çok üzülür ve yıpranırsınız. İnsanın doğasını asla unutmayın ve zeki olun. Aptallık sizden çok şey götürebilir ve farkındalığınızın yüksek olması bazı şeyleri erkenden anlayabilmeniz ise size ciddi avantajlar sağlayabilir.

Tags:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)