Utangaçlığı Yenmek

YAŞAMIN PRATİK GÜCÜ
By -
4

 Merhaba sevgili Yaşamın Pratik Gücü takipçileri bu makalemde sizlere ''utangaçlığı yenmek, utanma duygusundan kurtulmak ve çekingenliği atmak'' konularından bahsedeceğim.

(toc) #title=(İçindekiler Listesi)

1. UTANGAÇLIK ÇOK BÜYÜK PROBLEMDİR

Utangaçlık özellikle genç erkeklerin en büyük sorunudur ve bu durum onları sosyal hayattan tamamen izole hale getiriyor. Kendini ifade etmeni, gelişmeni, ilerlemeni ve daha fazla pek çok şeyi engelliyor. Kendi hakkını savunamıyorsun, derdini kimseye anlatamıyorsun ve bir duruş gösteremiyorsun. Utangaç ve çekingen erkekler hem daha fazla zorbalığa uğruyor hem derdini diğerlerine anlatamıyor hem de kadınlar tarafından fark edilmiyorlar. En önemlisi ise gelişimi engelliyor. Mesela üniversite sınavına hazırlanan bir genç erkek çekingen olursa hocasına soru sormaktan bile korkar ''aman boş ver sormayayım'' diyerek gelişimini engeller. Hayatta diğer alanlarda ilerlemekten kaçınır, bir şey yapmaktan çekinir. Bu açıdan utangaçlık erkeğin hayatını tamamen mahvediyor. Erken yaşlarda çözülmesi gerekilen bir sorun yoksa yaşı ilerledikçe çekingen kalan erkek bu hayatta kaybeder. Sen avcı olmak yerine av oluyorsan seni harcarlar. Yırtıcı olman lazım ki bir şekilde hayata tutun yoksa kafasına vur ekmeğini al adamı olmamalısın.

Utangaçsan hayatta ister istemez pasif bir konum alıyorsun. Oyunun içinde oynamaktan korkup kenardan izleyen kişi oluyorsun. Başkalarının zafer ve kaybedişlerini izliyorsun. Hayatta gelişmiyor, öğrenmiyor ve ilerlemiyorsun demektir. Utangaçlık bu açıdan çok büyük problemdir bunun nedenlerini iyi anlamak gerekiyor.

utangaçlığı yenmek, utangaçlıktan kurtulmak, utangaç erkek, utangaç erkek nasıl geçer


2. UTANGAÇLIK YETİŞTİRİLMEYLE ALAKALIDIR

Bir erkek çocuğunu hayata iyi hazırlamak ve geliştirmek fazlasıyla zordur. Çoğu zaman utangaçlık aile ve yetiştirilme kökenli başlar. Aile ve toplum baskısı erkeğin cesaretini kırar ve erkeği gittikçe kontrol altında tutarsa utangaçlık artmaya başlayacaktır. Çok fazla konfor ve kontrol altında yanlış yetiştirilen erkekler utangaç olmaktadır. 

Muhafazakar Yetişen Erkeklerde Utangaçlık Daha Fazla

Muhafazakarlık temel olarak insan doğasının yıkıcı yönlerini törpüleyen ve insan doğasındaki pozitif değerleri korumaya çalışan bir felsefedir. Muhafazakarlık bütüncül potada bireyi eritir ve görünmez hale getirir. Bu açıdan muhafazakarlık oranı arttıkça çekingenlik artmaktadır. Çok fazla baskı oluşturan ve oğullarını kötü şeylerden korumaya çalışan aileler aslında onları hayatın gerçeklerinden soyutlar. Aileler haksız değildir aslında kötü alışkanlıklar yani uyuşturucu veya alkol bataklığına düşen pek çok erkeğin hayatı kayıyor. Özellikle irade gösteremeyenlerin hayatları mahvoluyor. Bu açıdan çocuk adam olsun ve kötü şeylerden uzak dursun diye sıkı baskı altında yetiştiriyorlar.

Bu iyi niyet iyi sonuçlar doğuruyor demek zor. Erkeği hayatın olumsuz yönünden fazla soyutladığınızda kadınlarla ilişkiler, sosyal rekabet ve başarı konusunda geride kalıyorlar. Genel olarak muhafazakar erkeklerde bu yırtıcı yön eksik kalabiliyor. Çok düzgün adamlar yetiştiren bir kültürel altyapı ancak çok fazla utangaç erkeğin çıktığını da görüyorsunuz. Bu açıdan muhafazakar kökleriniz güçlü olsa bile hayatın her yönünü anlamak zorundasınız yoksa bu utangaçlığı atamazsınız.

Orta Sınıf Ailelerin Erkek Çocukları Fazla Kırılgan Oluyor

Sosyo-ekonomik olarak en utangaç erkekler orta sınıfın ortasından çıkıyor. Öğretmen, asker, memur veya belirli düzeyde ticaret yapan esnaf çocuklarında utangaçlık oluyor. Bu durumun nedeni de muhafazakarlıkla benzerdir. Orta sınıf toplumun normalini belirleyen bel kemiğidir. En mantıksal hareket eden ve sakin yaşamayı seçen bu grubun çocukları güvenli apartmanlarda, nezih ortam ve yerlerde büyüyor. Aileleri onları çok kontrol ediyor ve yönlendiriyor. Bu açıdan bir güvenli kafeste yaşıyorlar. Ne alt sınıf gibi sürünüyorlar ve çok eziliyorlar ne de üst sınıf gibi şımarıklar. Bu açıdan mantıksal ve kontrolcü yetiştirilmenin sonucu olarak çekingenler. 

Orta sınıfta yetişen erkekler mantıksallığı ağır basan yöne sahipler bu durumdan dolayı da sosyal yırtıcılıktan uzaktalar. Açıkçası haz peşinde koşmuyorlar, kötü alışkanlıklar az, heyecanlı yaşamıyorlar ve risk sevmiyorlar. Her şeyin kontrolde olmasını ve mantıksal olmayı tercih ediyorlar. Bu durumda birçok noktada çekingen ve utangaç erkeklerin olmasına yol açıyor. Hem orta sınıf hem de muhafazakar olan ailelerin erkek çocukları kendi içine kapanık oluyor. Mesela böyle bir erkeğin maskülen birçok özelliği törpüleniyor. Kadınları etkileme içgüdülerini toplumsal değerlerden dolayı bastırıyor ve erkek doğasındaki negatif maskülen özellikleri de bastırıyor. Bu durumda kadınlar tarafından arzulanmayan efendi erkek sendromuna düşüyorlar. Aynı zamanda alt veya üst sınıf sosyo-ekonomik grup tarafından ezilebiliyorlar. Bunu şöyle düşünün trafikteki bir Clio aracın Mercedes sürücüsüyle tartışmaktan çekinmesi çünkü bunun eli kolu uzundur başım yanar demesi ve aynı şekilde Tofaş sürücüsüyle de tartışmaktan kaçınmasıdır çünkü bu delidir bıçak falan çeker canımdan olurum korkusunu yaşamasıdır. Bu durum orta sınıfın kaderidir çünkü garantide olmak idealdir ve bu da çekingen duruşa yol açar.

Fazla Ezilen Erkek İçe Kapanır

Genel olarak alt sınıfta olan erkekler babadan dayak, mahallede dayak, okulda dayak ve dışlanma gibi şeylerle karşılaştıklarında iki tepki verirler; arsız olmak ve içe kapanmak. Bazı erkekler dayak arsızı olur ve hiçbir şeyi umursamaz bu onları yırtık birer deli yapar. Aynı şeye farklı tepki veren doğası biraz daha nazik erkekler ise içe kapanır. Bu durumda ezilmeye başlarlar ki bu öyle bir psikolojidir ki kendi haklarını hiçbir şekilde savunamazlar. Şiddetin her türlüsünden korkan, ezik ve çaresiz bir noktaya çekilirler. Bu tam olarak bir öğrenilmiş çaresizlik psikolojisidir. Dışarıda olan her şeyden ve başının belaya girmesinden korkan erkeğimiz artık utangaçlığın ötesine geçerek tamamen içe kapanırlar. Bu eziklenmeden dolayı şizofreni gibi problemler bile gelişebilir. Yalnızlık ve garipliğe gömülen erkek artık düzeltilmesi zor olan çok fazla travma biriktirmiş demektir. Ona cesareti kazandırmak ve ona güç vermek kolay değildir ciddi rol modeller gerekir. Genel olarak bu grup erkekler güçlü rol modellere çok çekilirler.

3. ROL MODEL EKSİKLİĞİ UTANGAÇLIĞA YOL AÇIYOR

Bir erkek çocuğu görerek, anlayarak ve deneyimleyerek öğrenir. Bu açıdan erkek çocuğunun ilk rol modeli babasıdır. Babası kendisinin kahramanıdır ve gözünde en büyük adamdır. Babasını hem genetik özelliklerden hem de sosyal davranışlardan dolayı kopyalar. Bu açıdan bu okul yaşına kadar böyledir. Genellikle rol model zayıfsa bu durum erkek çocuğunu çekingen yapmaya başlar. Okul hayatında artık rol model öğretmen olmaya başlar ancak erkek öğretmeni yoksa ve kadınların kucağına atılmış bir erkek çocuğu erkek olmayı öğrenemez. Babası işte ve meşgul, çocukla uğraşacak ne zamanı ne isteği ne de bilgisi oluyor. Evde annesi okulda kadın öğretmeni sarmalında kalan erkek çocuğu örnek alacak kimseyi bulamıyor. Bu durumda kaybolmuş ruh dediğim erkekleri yaratıyor.

Ergenlik dönemine gelen erkek çeşitli ünlüleri, film oyuncuları veya çevresindeki bazı erkekleri rol model alıyor. Sonuçta çevresine göre karar veriyor ve ney havalıysa ona kapılıyor. Bu açıdan erkek çocukları etkiye çok açık oluyor. İyi rol model yoksa kötü yola düşüyor ya da rol modeller çalışmıyorsa o zaman sıkıntı yaşıyor. Mesela babası gibi bir erkek olmak ona kaybettiriyorsa bu defa bu duruma rol modellerin iflası diyorum. Rol modeli iflas eden ve işe yaramayan erkek çıkış yolları arıyor. O rol model sana sevgili, sosyal başarı ve ilerleme getirmiyorsa kaybediyorsun demektir. Erkekte bunun farkında çünkü hem sosyal izolasyona uğruyor yalnızlaşıyor, hem kadınsız kalıyor hem de psikolojik-fiziksel zorbalığa maruz kalıyor. Bu durumla nasıl baş edeceğini de bilemeyince içe kapanıyor yani gittikçe utangaç olmaya başlıyor. 

Baban ne kadar cesaretli, güçlü, mental açıdan sağlam, genetik açısından iyi ve davranışsal açıdan alfaysa sende de bu eğilimler gelişir. Baban pozitif maskülenliğe ne kadar sahipse seni de o kadar hayata hazır şekilde yetiştirir. Annenle iletişimi, evliliği yönetmesi, seni yönlendirmesi, hayattaki başarısı ve durumları idare etmesi gibi özellikler erkek çocuğu şekillendirir. Mesela babanla annen arasında büyük bir aşk varsa yani annen babana hayransa sende babana hayran yetişirsin bu seni daha da özgüvenli yapar. Ancak annenle baban arasında aşk yok aksine geçimsizlik varsa çocukken sürekli annenin ''dırdır ve şikayetlerini dinlersin'' bu durumda bilinçaltında babanın ''kötü adam'' olduğu algısını oturtur. Baban anneni ağlatıyor, küfür ediyor ve dövüyorsa bu defa babandan nefret edersin. O senin biriciğin sana sevgi ve şefkat gösteren meleğin annene zarar veriyordur. İlişkiyi yönetemiyordur bu durum seni olumsuz etkiler travmaları oluşturur. Oysa baban özgüvenli ve neşeli adamsa annen babanın peşinde dönüyorsa o zaman babanın tüm davranışlarını koplayalarsın. Baban annene sataşan, espriler yapan, gülen ve rahat davranan adamsa bil bakalım ergenlikte sen nasıl olursun? Bingo! Baban gibi olursun ve çok erken yaşta sevgili yaparsın. İlk ilişkilerini yaşarsın, ilk cinsel deneyimini kazanırsın, sevmeyi ve sevilmeyi öğrenirsin, erken yaşta aldatılmayı öğrenirsin yani hayata çok erken başlarsın. Sen 15 yaşında bunları yaparken düşünsene 25 yaşına kadar hiç sevgilisi olmamış adam tüm bu pozitif ve negatif deneyimlerden yoksun kalmıştır. Baban işe yaramaz hıyarın biriyse veya çok pasif-korkak efendi adamsa sende öyle olursun. Silik bir tip olarak utangaçlık sarmalına sıkışırsın. Bunun genetik kökeni olsa da çoğu zaman içselleştirmeyle alakalıdır.

4. UTANGAÇLIK ALIŞKANLIKTIR

 Utangaçlık bir karakter özelliği gibi durabilir ancak karakter özelliğini belirleyen şey temelde tercihlerdir. Pek çok psikolog ve insan doğası üzerine düşünenler utangaçlığın genetik kökenleri veya karakter özelliği olduğundan bahsederler ancak ben farklı düşünüyorum. Bana göre karakter denilen şey bir yığın alışkanlık tercihinden ibarettir. Benim inanışıma göre sınıfa girerken herkese gülerek günaydın demeyi tercih eden erkek utangaç olmayacakken, sınıfa girerken hiç kimseye bakmadan arka sıraya oturan erkek utangaç olacaktır. Tabi karşı görüş ilk erkeğin zaten dışa dönük olduğu için bunu yaptığını bunun bir tercih olmadığını ve ikinci erkeğin utangaçlığının da temelde tercih değil sonuç olduğunu vurgularlar. Bu durum bir çeşit ya genetik ya da karakter determinizmine gider. Aynı şeyi obezite içinde düşünebiliriz yani birisi daha fazla abur cubur yemeyi tercih ederse sonuç olarak obez olur. Yani insan tercihlerini yok sayarsak bu durum istenmeyen yönlere gider. O yüzden bana göre bunlar bir dizi düşünce ve davranış alışkanlığından ibarettir.

Utangaçlığı Yenmek İçin Alışkanlıklarını Değiştir

Utangaçlık ne demektir? Başkasıyla iletişim kurmaktan kaçınan, iletişim kurarken kızaran, baskı altında kalan ve garip davranan birisidir. Utanıyor dediğimiz insan aslında garip davranıyordur çünkü nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmiyor. Mesela sınıfta öğretmen tarafından tahtaya kaldırıldığında domates gibi kıpkırmızı olan bir öğrenci niye öyle olur? Çünkü sosyal baskı ve yabancılık durumunu yaşar. Dikkat çekmek sosyal baskıyı artırır bu da alışılmışın dışında bir konforsuzluk yaratır. O yüzden de davranışsal olarak garip tepkiler verilir.

Peki utangaçlığı nasıl yenecek? Cevabı basit alışkanlıklarını değiştirecek. Bir ortama girdiğinde selam vermeyi tercih edecek, hal hatır soracak, insanlarla göz teması kuracak, rahatsız olsa sevmese hatta nefret etse bile o sosyal ortamda bulunacak orayı bırakıp güvenli izole odasına çekilip bilgisayar oyunu oynamayacak. Asosyal ve utangaç erkekler neden bilgisayar oyunu bağımlısı oluyor? Cevabı basit konfor alanına sıkıştıkları için. Acı çekmekten kaçmayacaksın yani acı da verse yeni sosyal alışkanlıklar kazanacaksın. İnsanların çevrende olmasına alışacak ve çeşitli insanlar tanıyacaksın. Hayattan ve insanlardan kaçarak yaşanmaz. Bu açıdan yaşamını sosyallik üzerine kuracaksın ki toplumun bir bireyi için bu durum doğaldır. İnsan doğasında zaten ultra sosyal bir tür yani vahşi avcı toplayıcı yaşamında utangaçlığın çok daha az olduğuna eminim bu modern toplumun yabancılaşmasının yarattığı genel bir problem.

İnsanlarla özellikle de kadınlarla iletişime geç. Rezil olmayı, utanmayı ve acı çekmeyi göze al. Sana rahatsızlık veren şeyleri yapmayı alışkanlık haline getir. Gittikçe rahat ve umursamaz bir adam olacaksın. Utanmak anlamsız çünkü bir noktadan sonra sosyal baskı çokta umurunda olmuyor. Zihinsel ve davranışsal olarak ciddi değişim geçiriyorsun. Bu açıdan fazla efendi erkek mantalitesinden yani toplumun ne düşüneceğinden çok piç erkek mentalitesine yani 'toplum sikimde değil' kafasına geçiyorsun. Bunların tümü düşünme ve davranış alışkanlıklarıdır. Yıllar önce bir kızın yanında kasılma alışkanlığım varken şimdilerde rahat olma alışkanlığım var. Bu nasıl değişti? Tercihlerle yani sosyal yaşamdan korkmak yerine kendimi sosyal yaşamın içine attım. Eve uyumak dışında hiç gelmedim zaten evde olmayı hiç sevmezdim. Sürekli dışarılardaydım ve inanın dışarıda olmak sizde utangaçlık nedir bırakmıyor. Evde yaşayan adam utangaç olur.

5. UTANGAÇLIKTAN TAMAMEN KURTULUN

Utangaçlığın erkeğe faydası yok ve ezikçe duruyor. Bir kadında utangaçlık tatlı durabilir toplumun kadının her türlü davranışına tahammülü yüksektir ancak utangaçlık erkeği geriye çeker. Fazla utangaç adamsan fazla gururlusundur ve her şeyi kişisel algılamaya eğilimlisindir. Fazla düşünüyor ve fazla önemsiyorsundur. Hayatta henüz burnun sürtmemiştir ve konfor alanında sıkışmışsındır. Hayatın her türlü yönünü görmen gerekiyor. Hayata hazır olman gerekiyor. Hayattaki sorunları çözmen gerekiyor yani hayatının kolay olmasını beklememelisin olacak her şeye hazır olmalısın.

Özgüvenini Kazan

Utangaçlığı yenmenin ilk adımı özgüvenini kazanmaktır. Özgüven kazanmak ne demektir? Çok basit ''beynindeki negatif düşünceleri pozitif düşüncelerle değiştirmek'' demektir. Yani 'benden bir bok olmaz demek yerine başkası yapıyorsa ben niye yapamayayım' diye düşünürsen özgüvenli olursun. Özgüvenli insanlarla özgüvensizlerin farkı bu çok basit mantalitede yatıyor. O yüzden özgüven temelde irrasyonel bir pozitif inançtan kaynaklanır. Özgüveni genelde tecrübelere veya bilgiye dayandırmak isterler ama bunlar hatalıdır. Özgüven bir sonuç değil sebeptir yani hiçbir sebep yokken, her şey boktan giderken bile kendine güvenmeye başlarsan her şeyi düzeltirsin. Ancak hayattan sonuç bekleyip sonra özgüvenli olacağını düşünüyorsan yani özgüveni başarılara dayandırmak istiyorsan yanlış yolda yürüyorsun demektir. Özgüven sebep, başarılar sonuçtur. Başarılar sebep olamaz ve sonuç olarak özgüven gelişmez. O yüzden fazla düşünme, pozitif düşün!

Yaşamdan Kaçma, Yaşa

Kendine konfor alanları örüp durma. Sosyalleş, dışarıda takıl, gez, öğren, dene, anla ve içinde ol. Bir süre sonra konfor alanın genişleyecek bu yeni konfor alanın olacak. O zaman tekrardan daha da fazla yaşayacaksın. Kendi sınırlarını zorlayarak utangaçlıktan kurtulacaksın. Çoğu ortamda rahat olmayı öğrenene ve ortamlara alışana kadar sosyalleşeceksin. Yaşamdan kaçma, yaşayarak öğren ve geliş.

Kaygı ve Korkularını Yen

Hangi çeşit olursa olsun kaygılarının yanlış ve korkularının anlamsız olduğunu görmen lazım. Kendini aşırı önemli sanma ve kimsenin umurunda değilsin. Sen umursamıyorsan insanlarda sana dair şeyleri çokta umursamıyor. Dünya etrafında dönmüyor yani bugün rezil olsan insanlar yarın unutur. O yüzden aşırı kaygı, korku ve anlamsız gururdan vazgeç. Bu hayatın geçici olduğunu ve eninde sonunda öleceğini bil. Bu açıdan yaşamın kadri kıymetini anlaman lazım. Öleceğini bildiğinde sana bir yaşama arzusu ve cesareti gelecek işte o zaman kaygı ve korkuların anlamsız olduğunu anlayacaksın. Bu çok derin bir mantalite ve hemen içselleştirmeye başla.

Mükemmeliyetçi Olma

Utangaç ve çekingen erkekler çok fazla mükemmeliyetçi oluyorlar. Zihinlerindeki kendileri bir süper kahramanken gerçekteki kendileri tırt bir karakter oluyor. Bu tür bir zihin-gerçeklik çatışması gerçek hayata küsmeye ve gittikçe hayalperest olmaya yani ''kendi kafasının içinde olmaya'' yol açıyor. Bu duruma düşmemelisin mükemmel olman gerekmiyor ''good enough is enough'' yani ''yeterince iyi olmak yeterli'' belirli bir noktadan sonra ne kadar iyi olduğun önemli değil. Mükemmel olmaya değil normal olmaya çalışmalısın. Mükemmeliyetçilik bir ideal olarak iyidir pratikte anlamsızdır. Bir işi hakkını vererek yapman yeterli mükemmeli hedeflemek seni hobilerde geliştirir ancak mükemmeliyetçilik bir zihin seti olarak kötüdür. Yaptığın işi çok iyi yap o güzel ama mükemmel olacağım diye uğraşma. Sonuç olarak utangaç, çekingen ve gerçeklikten kopmuş birisi olursun. Kendini ifade etmeyi bile beceremezsin.

Utangaçlığı yenmek, utangaç olmamak, utangaçlıktan kurtulma yolları, utangaçlık nasıl geçer

Yorum Gönder

4Yorumlar

  1. Eline sağlık güzel bir makaleydi

    YanıtlaSil
  2. Özgüvenin iki dayanağı yok mudur? Pozitif düşüncelerin ve pozitif deneyimlerin sonucu olarak tekrar özgüvenin beslenmesi. Burada verilmek istenen mesaj sadece deneyimlerle ilerlenmemesi gerektiği sanırım.

    YanıtlaSil
  3. Hocam elinize,emeğinize ve kaleminize sağlık.Eksiksiz ve harika bir yazı.Her bölümde kendimi buldum,dayak konusu,orta direk muhafazakar aile,esnaflık birebir benimle uyuşuyor.Bu yazıdan öğrenemem gerek çok maddeler ve çıkarılacak çok ders var.Çok detaylı ve mükemmel bir gözlemle ,gerçekçi bir yazı.

    YanıtlaSil
Yorum Gönder